Av. Mustafa Kök’ten Uyarı
Vasiyetnamenin yokluğu veya yetersizliği durumunda, mirasçıların en sık karşılaştığı sorunlardan biri “miras sebebiyle ortaklığın giderilmesi” (izale-i şüyu) davalarıdır. Mirasbırakan vefat ettiğinde, geriye bıraktığı tüm malvarlığı yasal mirasçıları arasında ortak mülkiyete dönüşür. Yani, her bir mirasçı, tüm malvarlığında belli bir oranda pay sahibi olur. Ancak bu ortaklık genellikle anlaşmazlıklara yol açar, çünkü mirasçıların her biri malvarlığının nasıl değerlendirileceği veya bölüneceği konusunda farklı fikirlere sahip olabilir. Örneğin, bir mirasçı taşınmazın satılmasını isterken, diğeri kendisinin kullanmak veya kiraya vermek isteyebilir. Bu tür anlaşmazlıkların çözülememesi durumunda, mirasçılardan herhangi biri mahkemeye başvurarak ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bu davanın sonucunda, mahkeme malvarlığının mirasçılar arasında paylaşımına karar verir. Eğer malvarlığı aynen paylaşılamaz nitelikteyse (örneğin bir ev, arsa gibi), mahkeme genellikle açık artırma yoluyla satışına karar verir. Bu durum, genellikle mirasçıların zararına sonuçlanır, çünkü icra yoluyla yapılan satışlarda malvarlığı piyasa değerinin altında bir bedelle satılabilir. Aile yadigarı olan veya yüksek manevi değeri olan varlıklar dahi, bu süreçte cüzi bir bedelle elden çıkarılabilir. Ayrıca, ortaklığın giderilmesi davaları yıllarca sürebilir, mirasçılar arasında zaten gergin olan ilişkileri daha da yıpratır ve aile bağlarının kopmasına dahi neden olabilir. Av. Mustafa Kök olarak, vasiyetname ile her bir malvarlığınızın kime bırakılacağını net bir şekilde belirleyerek, bu tür davaların açılmasını engellemeyi ve mirasçılarınızın vefatınızdan sonraki süreçte birbirleriyle adli mercilerde karşı karşıya gelmelerinin önüne geçmeyi hedefliyoruz. Bu, sadece maddi kayıpları engellemekle kalmaz, aynı zamanda aile içinde barışı ve huzuru da korur.