Kanuni Sultan Süleyman “İşte tüm bunlar karşısında insan kibre kapılmamalı ve bunların Allah’ın dilemesiyle gerçekleştiğini unutmamalı’’ der. Ardından Piyale Mehmet Paşa’yı onurlandırmak için oğlu Şehzade II.Selim’in kızıyla evlendirir.
HASAN MERT KAYA / KAYIP İZLER ATLASI – Osmanlı Türk denizcilik tarihi kuşkusuz çok önemli başarılarla doludur. Bu başarıların altında imzası olan Barbaros Hızır Hayreddin Paşa, Kılıç Ali Paşa, Turgut Reis gibi bazı denizcilerimiz hemen herkesin bildiği isimlerden. Ancak çok büyük başarıları olan Piyale Mehmet Paşa ne yazık ki yeterince bilinmez.
Büyük Zaferlerin Mimarı
Piyale Mehmet Paşa 1553-1567 yıllarında Kaptan-ı Derya olarak Osmanlı ordusuna büyük deniz zaferleri kazandırdı. Sakız ve Cerbe Adaları’nı aldı. Cezayir’in fethini tamamladı. Akdeniz’de İspanya, İtalya ve Fransa’ya ait 67 adayı ele geçirdi. Özellikle Cerbe Deniz Savaşı unutulmaz zaferlerinden biri oldu. Bu savaşta Avrupa ittifakına ait 60 gemiyi batırdı ve düşmana 18.000 denizci zayiat verdirdi. Öldürülen İspanyol denizcilerinin 600 tanesi “Oficiales” adı verilen çok iyi eğitimli ve tecrübeli denizci ve 2.400’ü de yine çok iyi eğitimli tüfekçiler olan “Arquebusier”lerdi.
Hırvat Asıllıydı
Piyale Mehmet Paşa, Mohaç Savaşı sonrası Macaristan’da devşirilen Hırvat asıllı bir devşirmeydi. Küçük bir çocuk olarak getirildiği Enderun’da iyi bir eğitim gördü ve 1547 yılında kapıcıbaşı olarak saraydan çıkıp, ardından Gelibolu Sancak Beyi oldu. 1553’te Kaptan-ı Derya oldu. Osmanlı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevini 1567 yılına kadar devam ettirdi. 1555 yılında, komutanı olduğu 60 gemilik bir filo ve Turgut Reis’le birlikte Fransa’ya yardım etmeye gönderildi. Bir yı sonra Cezayir’in Oran şehrine saldırdı. Fakat Oran şehrinin İspanyol Valisi Kont Alcaudete, Fas Sultanı Muhammed es-Şeyh’ten yardım istedi. Fas Sultanı’nın yardım etmesi sonucunda Piyale Paşa kaleyi ve şehri alamadı. 1557’de yine Turgut Reis’le birlikte Tunus’ta Bizerte’ye hücum etti ve şehri aldı.
Balear Adaları ve Mayorka
1558’de Mayorka Adası’na bir sefer düzenledi ve Balear’ın bu en önemli adasını almayı başardı. Özellikle bu başarısından dolayı kendisine Cezayir Beylerbeyi ünvanı verildi. Piyale Mehmet Paşa’nın üst üste gelen bu akınları Avrupa’da çok ciddi endişelere yol açtı. Onu Akdeniz’de durdurmak amacıyla büyük bir Avrupa Haçlı armadası kuruldu. Bu donanma ittifakına İspanya, Vatikan Papalık Devleti, Malta, Napoli Krallığı, Cenova Cumhuriyeti ve Floransa Cumhuriyeti büyük katkıda bulundu. Oluşan ittifak donanması Cerbe Adası’na hücum etti ve adayı ele geçirdiler. Piyale Paşa’nın buna cevabı gecikmedi.
Avrupa’nın büyük hezimeti
Turgut Reis ile birlikte ittifak donanmasına karşı 9-14 Mayıs 1560 tarihinde, beş gün süren Cerbe Deniz Savaşı’na girdi. Bu savaşta Osmanlı Donanması, İspanyol kuvvetlerinin başını çektiği Haçlı Donanması’nı çok ağır bir yenilgiye uğrattı. Haçlı Donanması büyük bir hezimet yaşadı. Savaşın en önemli sonucu Tunus’un Cerbe Adası’nın tekrar geri alınması ile İspanyol donanmasının ağır hasar görmesi oldu.
Piyale Paşa hem kendi donanması hem de esir aldığı gemilerle Topkapı Sarayı önünden geçip Haliç’e giderken tüm topları kurusıkı ateşleyip sarayı selamladı. Bu görkemli durumu saraydan izleyen Kanuni Sultan Süleyman ‘’İşte tüm bunlar karşısında insan kibre kapılmamalı ve bunların Allah’ın dilemesi ile gerçekleştiğini unutmamalı’’ der. Ardından Piyale Mehmet Paşa’yı onurlandırmak için oğlu Şehzade II.Selim’in kızı Gevherhan Sultan’la evlendirir.
Durdurulamayan denizci
Piyale Mehmet Paşa 1564 yılında yine İspanya’ya ait olan Peron de Velz Adası’nı ele geçirdi. 1565’te Malta Kuşatması’nda Turgut Reis ile birlikte savaştı, fakat Turgut Reis’in vurulması üzerine kuşatma sona erdirildi ve geri döndü. 1566’da Sakız Adası’nı fethetti. 1568’de üçüncü vezir olarak atandı. Lala Mustafa Paşa’nın genel komutanlığına bağlı olarak Kıbrıs’ı almak üzere gitti. Buradaki başarısından dolayı ikinci vezirliğe yükseltildi.
İzleri Kasımpaşa’da
Bu büyük denizcimiz Kıbrıs’ ta 1578 yılında vefat etti. Kıbrıs’taki vefatının ardından Kasımpaşa’da kendi yaptırdığı Piyale Paşa Camii’nin yanındaki türbesine gömüldü. Piyale Paşa Camii, Mimar Sinan’ın son dönem eserlerinden ve çok kubbeli formuyla muhteşem bir cami.
Aslında burası bir imaret / külliye. Fakat günümüze bir tek cami ile haziresi ulaşabilmiş. 2007 yılında tamamlanan restorasyon çalışmasına kadar haziresi ne yazık ki içler acısı haldeydi. Büyük bir kısmı Osmanlı denizcilerine ait olan mezar taşlarının çoğu kırılmış ve hazire içindeki şap dökülmüş yolun altına dolgu malzemesi yapılmıştı.
Yayına hazırladığım ve yapının tarihi ile restorasyon sürecini anlatan Piyale Paşa Camii kitabı, daha sonradan yayın yönetmenliğini yaptığım 8 kitabın ilki olduğu için benim için anlamlı. Kasımpaşa’ya gidildiğinde Piyale Paşa Camii mutlaka ziyaret edilmeli.
Piyale Paşa yaptırdığı bu camiye denizden buraya kadar açtırdığı bir kanal ile tekneyle gelirmiş. Rivayete göre caminin pencere demirleri Akdeniz’de fethettiği adaların kilise çanları eritilerek yapılmış.
Piyale Paşa Camii, Beylikler Dönemi erken Osmanlı camilerini hatırlatıyor. Mecidiyeköy’den Piyale Mehmet Paşa’nın adını taşıyan bulvar yoluyla Kasımpaşa’ya doğru inerken sağda. Caminin çalınan çini alınlıklarından biri de ne yazık ki Berlin’de. Uygun bir zamanınızda yolunuzu Kasımpaşa’ya düşürüp camiyi ve denizlerin hâkimi Piyale Mehmet Paşa’nın haziredeki türbesini ziyaret edin. Burada medfun bulunan Osmanlı denizcilerini de unutmadan bir selamlayıp dua edin. Bahçesi ve revaklarıyla huzur dolu bu Mimar Sinan eseri tarihin izleri sizi bekliyor.
Paris’ten Berlin’e çalınan çiniler
İşin en acı tarafı Piyale Paşa Camii’nin ve Eyüp Sultan’ın zamanında çalınan ve bugün Paris Louvre Müzesi’nde sergilenmekte olan güzelim mihrap çinileri. Çalınan çinilerin yerinde bugün maalesef replikalar var.